-
1 geri
geri wieder; zurück, zurück-, Rück-; rückwärts; fig rückständig; veraltet; Raum m hinter z.B. dem Haus; hintere(r) Teil; Hinter-; (das) Übrige; Steiß m, Bürzel m der Vögel; fig Folge f, Ausgang m einer Sache;geri adam rückständige(r) Mensch; Reaktionär m;-i geri almak zurücknehmen (a Wort); Befehl, Truppen zurückziehen; Auto zurückfahren, zurücknehmen; Botschafter zurückberufen; Stadt zurückerobern; Uhr zurückstellen;geri basmak Rückwärtsgang einschalten; rückwärts zurückgehen;geri çağırma Rückberufung f;geri çekilmek sich zurückziehen; sich heraushalten (-den aus D);geri çevirme Absage f; Ablehnung f einer Bitte;-i geri çevirmek zurückschicken; fig zurückweisen, ablehnen;geriye dön! MIL kehrt!;geri dönmek sich umwenden; zurückkehren;geri durmak sich heraushalten (-den aus D); sich scheuen (- mekten zu …);geri geri çekilmek sich rückwärts entfernen, zurückgehen;geri göndermek zurückschicken;geri hizmet MIL Versorgungsdienst m;geri kafalı rückständig; reaktionär;geri kalmamak nicht zurückbleiben (-den hinter D); nicht versäumen, zu …;geri kalmış zurückgeblieben, rückständig;geri kalmışlık Rückständigkeit f;geri ko(y)mamak (es) nicht versäumen (zu …), alles daransetzen;geri ödemek zurückzahlen;geri olmak fig auf einem Gebiet nicht ganz zu Hause sein;geri planda hinten, im Hintergrund (a fig);geri satın alma hakkı Rückkaufsrecht n;geri(ye) tepme Rückstoß m der Waffe;-i geri vermek zurückgeben (A);geri vites Auto Rückwärtsgang m;geri yol Rückweg m;geri zekâlı fam geistig zurückgeblieben;şimdiden geri von nun an; postp -in gerisinde hinter (D);-in gerisinden hinter … (D) hervor;-in gerisine hinter (A) -
2 arka
I s1) Hinterseite f, Rückseite f\arkada müzik çalıyordu im Hintergrund spielte die Musik\arkaya geçmek ( kuyrukta) sich hinten anstellenbir şeyi \arkada bırakmak etw hinter sich lassen; ( ölen kimseye göre) etw hinterlassenevin \arkasında bahçe var hinter dem Haus ist ein Garten, auf der Rückseite des Hauses befindet sich ein GartenMuğla'nın üç kilometre \arkasında drei Kilometer hinter Muðlabirine \arka çevirmek jdm den Rücken zukehrenbirine \arka olmak jdm den Rücken stärkenbirini \arkadan vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallenbirinin \arkasından hinter jds Rückenbir şeyin \arkasını getirememek etw nicht bis zum Ende führen können\arkasından koşmak hinterherlaufenbir işin \arkasına düşmek [o takılmak] eine Sache verfolgen, sich hinter eine Sache klemmenbirinin \arkasına düşmek jdn verfolgen5) Rückenlehne f\arkasındaki giysiler çok eskiydi die Kleidung, die er (am Körper) trug, war sehr alt\arka bulmak sich Rückendeckung schaffen\arkası ol(ma) mak (keine) Rückendeckung habenbirine \arka olmak jdm Rückendeckung geben -
3 ileri
1) ( geri karşıtı)\ilerimizde ağaçları gördük wir sahen die Bäume vor uns2) daha \ileri gidelim mi? sollen wir noch weiter gehen?II adj1) ( önde bulunan) vordere(r, s)2) ( saat)saat beş dakika \ileridir die Uhr geht fünf Minuten vor3) ( önceki) vorherige(r, s)4) ( fig) fortschrittlich, progressiv\ileri teknoloji fortschrittliche Technologie5) ( yaş) hoch, vorgerückt\ileri yaş hohes Alter\ileri yaşta ( olmak) in hohem [o vorgerücktem] Alter (sein)1) vorwärtsbir şeyden \ileri gelmek von etw herrühren2) \ileri sürmek vorschieben; ( bir savı) aufstellen; ( bir düşünceyi) äußern, zur Sprache bringen, vorbringenyorgun olduğunu \ileri sürdü er gab vor, müde zu seinIV interj\ileri! vorwärts!
См. также в других словарях:
alacağı olmak — 1) birinden alınacak parası olmak 2) bir öneriyi vakit darlığından dolayı kibarca geri çevirmek Alacağım olsun, bir daha geldiğimde kahvenizi içerim … Çağatay Osmanlı Sözlük
helak olmak — 1) yok olmak, ölmek İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi. H. Taner 2) mec. yorulmak, bitkin duruma gelmek Zavallılar kan ter içinde bir yandan karşı taraf içlerini tutacağız, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişman olmak — yaptığı bir işin yanlış veya uygunsuz sonuç verdiğini anlamak Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çekirdek geri kalmamak — bütünüyle denk olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rücu etmek — geri dönmek Hakkı olmak hakkından kim rücu edecek? P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEVE' — Geri çekmek. * İkrar etmek. * Lâyık olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEVVİB — Geri çekmek. * Men etmek, engel olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük