Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

geri olmak

  • 1 geri

    geri wieder; zurück, zurück-, Rück-; rückwärts; fig rückständig; veraltet; Raum m hinter z.B. dem Haus; hintere(r) Teil; Hinter-; (das) Übrige; Steiß m, Bürzel m der Vögel; fig Folge f, Ausgang m einer Sache;
    geri adam rückständige(r) Mensch; Reaktionär m;
    -i geri almak zurücknehmen (a Wort); Befehl, Truppen zurückziehen; Auto zurückfahren, zurücknehmen; Botschafter zurückberufen; Stadt zurückerobern; Uhr zurückstellen;
    geri basmak Rückwärtsgang einschalten; rückwärts zurückgehen;
    geri çağırma Rückberufung f;
    geri çekilmek sich zurückziehen; sich heraushalten (-den aus D);
    geri çevirme Absage f; Ablehnung f einer Bitte;
    -i geri çevirmek zurückschicken; fig zurückweisen, ablehnen;
    geriye dön! MIL kehrt!;
    geri dönmek sich umwenden; zurückkehren;
    geri durmak sich heraushalten (-den aus D); sich scheuen (- mekten zu …);
    geri geri çekilmek sich rückwärts entfernen, zurückgehen;
    geri gitmek ÖKON fig zurückgehen, schlechter gehen;
    geri göndermek zurückschicken;
    geri hizmet MIL Versorgungsdienst m;
    geri kafalı rückständig; reaktionär;
    geri kalmak zurückbleiben (fig -den hinter D); Uhr zurückgehen;
    geri kalmamak nicht zurückbleiben (-den hinter D); nicht versäumen, zu …;
    geri kalmış zurückgeblieben, rückständig;
    geri kalmışlık Rückständigkeit f;
    geri ko(y)mamak (es) nicht versäumen (zu …), alles daransetzen;
    geri ödemek zurückzahlen;
    geri olmak fig auf einem Gebiet nicht ganz zu Hause sein;
    geri planda hinten, im Hintergrund (a fig);
    geri satın alma hakkı Rückkaufsrecht n;
    geri(ye) tepme Rückstoß m der Waffe;
    -i geri vermek zurückgeben (A);
    geri vites Auto Rückwärtsgang m;
    geri yol Rückweg m;
    geri zekâlı fam geistig zurückgeblieben;
    şimdiden geri von nun an; postp -in gerisinde hinter (D);
    -in gerisinden hinter … (D) hervor;
    -in gerisine hinter (A)

    Türkçe-Almanca sözlük > geri

  • 2 arka

    I s
    1) Hinterseite f, Rückseite f
    \arkada müzik çalıyordu im Hintergrund spielte die Musik
    \arkaya geçmek ( kuyrukta) sich hinten anstellen
    bir şeyi \arkada bırakmak etw hinter sich lassen; ( ölen kimseye göre) etw hinterlassen
    evin \arkasında bahçe var hinter dem Haus ist ein Garten, auf der Rückseite des Hauses befindet sich ein Garten
    Muğla'nın üç kilometre \arkasında drei Kilometer hinter Muðla
    2) ( sırt) Rücken m
    birine \arka çevirmek jdm den Rücken zukehren
    birine \arka olmak jdm den Rücken stärken
    birini \arkadan vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallen
    birinin \arkasından hinter jds Rücken
    3) ( geri kalan bölüm) Rest m
    bir şeyin \arkasını getirememek etw nicht bis zum Ende führen können
    4) ( art, peş)
    \arkasından koşmak hinterherlaufen
    bir işin \arkasına düşmek [o takılmak] eine Sache verfolgen, sich hinter eine Sache klemmen
    birinin \arkasına düşmek jdn verfolgen
    5) Rückenlehne f
    6) ( insan için) Körper m
    \arkasındaki giysiler çok eskiydi die Kleidung, die er (am Körper) trug, war sehr alt
    7) ( fig) ( koruyucu) Rückendeckung f, Beschützer(in) m(f); ( kayırıcı) Gönner(in) m(f)
    \arka bulmak sich Rückendeckung schaffen
    \arkası ol(ma) mak (keine) Rückendeckung haben
    birine \arka çıkmak ( korumak) jdn beschützen; ( kayırmak) jdn begünstigen
    birine \arka olmak jdm Rückendeckung geben
    II adj Hinter- Rück-; auto (\arka cam) Heck-

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > arka

  • 3 ileri

    I s <- si>
    \ilerimizde ağaçları gördük wir sahen die Bäume vor uns
    2) daha \ileri gidelim mi? sollen wir noch weiter gehen?
    3) ( gelecek) Zukunft f
    II adj
    1) ( önde bulunan) vordere(r, s)
    2) ( saat)
    saat beş dakika \ileridir die Uhr geht fünf Minuten vor
    3) ( önceki) vorherige(r, s)
    4) ( fig) fortschrittlich, progressiv
    \ileri teknoloji fortschrittliche Technologie
    5) ( yaş) hoch, vorgerückt
    \ileri yaş hohes Alter
    \ileri yaşta ( olmak) in hohem [o vorgerücktem] Alter (sein)
    1) vorwärts
    bir şeyden \ileri gelmek von etw herrühren
    \ileri gitmek vorwärtsgehen ( saat); vorgehen; ( fig) zu weit gehen
    2) \ileri sürmek vorschieben; ( bir savı) aufstellen; ( bir düşünceyi) äußern, zur Sprache bringen, vorbringen
    yorgun olduğunu \ileri sürdü er gab vor, müde zu sein
    IV interj
    \ileri! vorwärts!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ileri

См. также в других словарях:

  • alacağı olmak — 1) birinden alınacak parası olmak 2) bir öneriyi vakit darlığından dolayı kibarca geri çevirmek Alacağım olsun, bir daha geldiğimde kahvenizi içerim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • helak olmak — 1) yok olmak, ölmek İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi. H. Taner 2) mec. yorulmak, bitkin duruma gelmek Zavallılar kan ter içinde bir yandan karşı taraf içlerini tutacağız, bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pişman olmak — yaptığı bir işin yanlış veya uygunsuz sonuç verdiğini anlamak Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir çekirdek geri kalmamak — bütünüyle denk olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rücu etmek — geri dönmek Hakkı olmak hakkından kim rücu edecek? P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEVE' — Geri çekmek. * İkrar etmek. * Lâyık olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SEVVİB — Geri çekmek. * Men etmek, engel olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»